İSTANBUL (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türksat 6A'nın Türkiye'de bugüne kadar ürettikleri en yüksek maddi değere sahip teknoloji ürünü olduğunu belirterek "Uydu çalışmalarında tarihi bir dönemeç niteliğindeki bu projenin ardından yeni projeleri, İMECE 2'yi, İMECE 3'ü, inşallah Türksat 7A'yı hayata geçirmek için gayret gösteriyoruz." dedi.
Kacır, İTÜ'nün Taşkışla Yerleşkesi'nde düzenlenen SAHA İstanbul 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dünyanın hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bir döneme adım attığını belirterek küreselleşme ve serbest ticaret ezberlerinin bu kavramları mutlak doğru olarak kabul edenler tarafından dahi terk edildiğini söyledi.
Yerinde üretimi, yakından ve dostlardan tedariki esas alan korumacı ekonomi politikalarının bu dönemde öne çıktığını dile getiren Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapay zekadan yarı iletken teknolojilerine kuantum girişimden uzay teknolojisinin pek çok sahasında yaşanan gelişmeler, küresel güç mimarisini yeniden şekillendiriyor. Kritik teknolojilere erişim rekabeti yalnızca ticari değil, aynı zamanda jeopolitik bir yarışa dönüşüyor. Bu yarış yeni blokların, yeni işbirliklerinin hatta yeni gerilim alanlarının zeminini hazırlıyor."
Kacır, uzun yıllar boyunca küresel güvenliğin teminatı olarak görülen bazı büyük aktörlerin artık ortak güvenlik ilkeleri yerine kendi çıkarlarını öncelediğini ifade ederek "Bu dönüşüm, geçmişte bu aktörlerin koruyucu şemsiyesi altında yer alan ülkeleri ve bölgeleri derin bir stratejik yalnızlıkla ve savunma zafiyetiyle baş başa bırakıyor. Böylesine kırılgan ve öngörülemez bir küresel tablo karşısında tüm dünya genelinde ülkeler stratejik yaydırıcılık kapasitesini artırmak üzere daha fazla yatırım yapıyor." diye konuştu.
- "Savunma ürünlerindeki yerlilik oranımızı yüzde 80'lerin üzerine taşıdık"
Bakan Kacır, sadece son 10 yılda küresel savunma sanayisi harcamalarının 1,9 trilyon dolardan 2,7 trilyon dolara yükseldiğini, zor bir coğrafyada konumlanan, sınır ötesi tehditlerle ve sınırları içindeki asimetrik güvenlik riskleriyle uzun yıllardır mücadele eden Türkiye'nin bu tabloya kayıtsız kalamayacağını vurguladı.
Milli savunma sanayisini "stratejik bağımsızlığın ve kalkınma vizyonunun ayrılmaz bir parçası olarak" gördüklerini dile getiren Kacır, son 22 yılda milli ve özgün ürünleri önceleyen, uzun soluklu AR-GE yatırım ve tedarik planlamaları ile nitelikli insan kaynağına yönelik programların savunma sanayisini büyük bir atılıma taşıdığını anlattı.
Kacır, ana yüklenicilerden KOBİ'lere, araştırma kurumlarından üniversitelere uzanan çok katmanlı bir ekosistemi hep birlikte inşa ettiklerini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerleşme çalışmalarımız neticesinde savunma ürünlerindeki yerlilik oranımızı 22 yılda yüzde 20'lerden yüzde 80'lerin üzerine taşıdık. Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayisi ürünleri bugün dünyada savaş paradigmalarını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlar olarak adından sıkça söz ettiriyor. Hava platformlarımızdan deniz araçlarına, kara sistemlerinden uzay sistemlerine, pek çok kritik alanda yerli ve milli teknolojilerle yeni çağın lider ülkeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyoruz."
- "Savunma ürünleri ihracatı ilk 4 ayda yüzde 67 arttı"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye'nin sahip olduğu ve savaş paradigmalarını değiştiren BAYRAKTAR TB3, AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR gibi insansız hava araçlarına; KIZILELMA ve ANKA 3 gibi insansız savaş uçaklarına; KAAN gibi beşinci nesil savaş uçağına; HÜRKUŞ ve HÜRJET gibi eğitim uçaklarına; ATAK ve GÖKBEY gibi helikopterlere; MİLGEM ve TCK Anadolu gemilere, SOM ve ATMACA gibi seyir füzelerine; GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN gibi süpersonik hızlarda çalışan hava-hava füzelerine ilişkin bilgiler verdi.
Bu projelerin her birinin dünyada ancak birkaç ülkenin sahip olabildiği teknolojik kabiliyetlerinin kanıtı olduğunu vurgulayan Mehmet Fatih Kacır, şu açıklamalarda bulundu:
"Savunma sanayisi ekosistemimizde yer alan tüm aktörler arasındaki güçlü işbirliği, uluslararası standartlarda üretim yetkinliği ve yenilikçi AR-GE anlayışı sadece Türkiye'nin değil aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarına cevap vermeyi de Allah'ın izniyle mümkün kılıyor. Dünyadaki muadillerine kıyasla daha yüksek kabiliyet sunan, aynı zamanda rekabetçi edinim maliyetleriyle uluslararası pazarda güçlü marka değerine sahip savunma ürünlerimizin ihracatı geçtiğimiz yıl 7,1 milyar dolara ulaştı. Bu yılın ilk 4 ayında ihracatımız geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 67 artış kaydetti."
- "Küresel rekabet gücüne sahip milli uydu şirketimizi oluşturacağız"
Bakan Kacır, dünyanın kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ardından uzay kuvvetlerini konuştuğunu belirterek Türkiye'nin uzaydaki hak ve menfaatlerini korumak üzere Milli Uzay Programı doğrultusunda son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştirdiğini söyledi.
Bu atılımlara ilişkin örnekler veren Kacır, Türkiye'de bugüne kadar ürettikleri en yüksek maddi değere sahip teknoloji ürünü TÜRKSAT 6A'nın hizmete alınmasıyla kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülke arasına girdiklerini anlattı.
Türkiye'nin uydu çalışmalarına ilişkin gelişmelerden bahseden Kacır, şöyle devam etti:
"Uydu çalışmalarında tarihi bir dönemeç niteliğindeki bu projenin ardından yeni projeleri, İMECE 2'yi, İMECE 3'ü, inşallah TÜRKSAT 7A'yı hayata geçirmek için gayret gösteriyoruz. Uydu geliştirme alanında kamuda bulunan kapasiteyi tek çatı altında toplamak üzere küresel rekabet gücüne sahip milli uydu şirketimizi oluşturacağız. Kendi mühendislerimiz ve bilim insanlarımızın geliştirdiği milli itki sistemine sahip uzay aracımızla aya erişeceğiz. Fergani firmamızın çalışmalarını yürüttüğü Milli Küresel Konumlama Sistemi'yle askeri operasyonlarımızın güvenliğini çok daha güçlü hale getireceğiz. İnşallah Milli Teknoloji Hamlemizin meyvesi olan bu güçlü ivmenin hız kesmeden devam edebilmesi için güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapımızı seferber etmeye devam edeceğiz."
- "Değişen jeopolitik dengeler Türkiye'ye tarihi bir fırsat penceresi aralıyor"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Ankara'da ODTÜ işbirliğinde Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesi'ni inşa edeceklerini ve bu bölgede savunma sanayisinde ortaya koydukları başarı hikayelerinin benzerlerini uzay endüstrisinde hayata geçireceklerini anlattı.
Halihazırda yüksek kabiliyete sahip oldukları havacılık, mühimmat ve füze sistemleri, deniz platformları, kara araçları, elektronik harp ve radar alanlarındaki yetkinliklerini gelecek dönemde alt sistem, malzeme ve bileşen bazında derinleştirmeyi sürdüreceklerini dile getiren Kacır, "Motor, yarı iletken, yapay zeka, otonomi, siber güvenlik, uzay, hipersonik, kuantum ve biyoteknoloji gibi geleceğin savaş arenasını şekillendirecek teknolojilerde kabiliyet inşasını hep birlikte hızlandıracağız." dedi.
Türkiye'nin savunma sanayisindeki avantajlarına ilişkin de Bakan Kacır, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemiz, sahip olduğu altyapı, mühendislik kabiliyeti ve insan kaynağıyla savunma ürünlerinde kendi öz yeterliliğini sağlamanın yanında bu alanda halen yüzde 80 dışa bağımlı olan yani bizim 20 yıl önceki durumumuzda olan Avrupa'nın güvenliğinde de somut sorumluluk alabilecek kabiliyete sahiptir. Özellikle değişen jeopolitik dengeler Türkiye'nin Avrupa savunma ekosisteminde daha güçlü, daha etkili ve daha belirleyici bir aktör olması için tarihi bir fırsat penceresi aralıyor. Yeter ki savunma sanayimizin tüm aktörleri arasında birlikte çalışma kültürünü ve milli hedeflere odaklı eş güdüm ruhunu kararlılıkla sürdürelim."
- "SAHA İstanbul, Türkiye'nin yükselişini pekiştiren stratejik işbirliği platformu"
Bakan Kacır, Avrupa'nın en büyük savunma kümelenmesi SAHA İstanbul'un, savunma sanayisi ekosistemindeki etkin işbirliklerini besleyen ve sektörün tüm aktörlerine rehberlik eden yaklaşımını çok kıymetli bulduğunu söyledi.
Kacır, "Savunma sanayimizin yetkinliklerini geliştirmeyi misyon edinmiş SAHA İstanbul'u, Türkiye'nin dünya sahnesinde yükselişini pekiştiren bir stratejik işbirliği platformu olarak görüyorum. İnanıyorum SAHA İstanbul sadece savunma sanayimizin değil, aynı zamanda Türkiye'nin yüksek teknolojili üretim vizyonunun taşıyıcı gücü olmayı kararlılıkla sürdürecek." diye konuştu.