Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da 1995'te Sırplar tarafından yapılan soykırımın 30'uncu yıl dönümü vesilesiyle Dışişleri Bakanlığında anma etkinliği düzenlendi.
Bakanlığın Fatin Rüştü Zorlu Toplantı Salonu'nda düzenlenen etkinliğe, Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Zeki Levent Gümrükçü, Bosna Hersek'in Ankara Büyükelçisi Mirsada Çolakoviç ve çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ve Bosna Hersek milli marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte, Srebrenitsa Soykırımı'nı ele alan belgesel gösterimi yapıldı.
Bakan Yardımcısı Gümrükçü, burada yaptığı konuşmada, Srebrenitsa'da işlenen ve insanlık tarihine büyük bir kara leke olarak geçen soykırımda kaybedilen canları ve o günden bu yana dinmeyen acıyı bir kez daha anmak üzere toplanıldığını belirtti.
Srebrenitsa'da yaşananların yetkili mercilerce soykırım olarak kabul edilmesine rağmen bunu inkar etme çabalarının sürdüğünü aktaran Gümrükçü, "Türkiye olarak biz hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklıkla uluslararası mahkemeler tarafından tescillenen bu kararlara rağmen Srebrenitsa'da gerçekleşen soykırımı yok saymaya ve daha da kötüsü faillerini yüceltmeye yeltenen tüm girişimleri en sert şekilde kınıyoruz." ifadesini kullandı.
Gümrükçü, soykırımı inkara yönelik tutumun Srebrenitsa'da katledilenlerin anısına ihanet etmek, uluslararası hukuku hiçe saymak ve işlenen suça ortak olmak anlamına geldiğini vurguladı.
Türkiye'nin Srebrenitsa Soykırımı'nın unutulmaması ve toplumsal hafızada yer etmesi için yoğun çaba gösterdiğini belirten Gümrükçü, "Bu kapsamda 23 Mayıs 2024 tarihinde geçen yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilen tarihi bir kararla 11 Temmuz gününün 1995 Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma Uluslararası Günü olarak ilan edilmesi de bu çabalarımızın en önemli sonuçlarından biri olmuştur." dedi.
Gümrükçü, "Esasen 11 Temmuz sadece bir yas tutma günü değil, aynı zamanda barışın tesisi ve adaletin sağlanmasına yönelik çok kuvvetli bir çağrıdır." diye konuştu.
Uluslararası topluma, dünya genelinde soykırım suçunun önlenmesi hususunda her türlü çabayı sarf etmeleri için çağrıda bulunan Gümrükçü, "Zira uluslararası toplum geçmişte Srebrenitsa Soykırımı'nı nasıl önleyemedi ise bugün de Gazze'de yaşanan soykırıma maalesef engel olamamaktadır." ifadesini kullandı.
- "Srebrenitsa asla unutulmayacak ve bir daha asla tekrarlanmayacaktır"
Büyükelçi Çolakoviç de Temmuz 1995'te 8 binden fazla kişinin "sadece Boşnak ve Müslüman olduğu için sistematik ve planlı bir şekilde öldürüldüğünü" ifade ederek Srebrenitsa Soykırımı'nı "Modern Avrupa tarihinin en acı ve en karanlık bölümlerden biri" olarak nitelendirdi.
Çolakoviç, Srebrenitsa Soykırımı'nı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) başta olmak üzere defalarca mahkemeler tarafından soykırım olarak tanındığını ve kabul edildiğini vurguladı.
Bu kararın en güçlü savunuculardan birinin de Türkiye olduğunu hatırlatan Çolakoviç, bu durumun Türkiye'nin hakikate, adalete ve hatırlamaya olan bağlılığını bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek Türkiye'ye teşekkür etti.
Çolakoviç, var olan geniş hukuki, tarihsel ve adli kanıtlara rağmen Srebrenitsa'daki soykırımın hala açıkça inkar edildiğini ifade ederek "Maalesef Bosna Hersek'in bazı bölgelerinde agresif bir inkar, önemsizleştirme ve tarih gerçekleri çarpıtma kampanyası yürütülüyor." dedi.
Bu eylemleri gerçekleştiren kişilerle olayın mağdurlarının bir arada yaşadığına işaret eden Çolakoviç, "Bu kişilerle aynı şehirlerde yaşayan mağdur topluluklar, her gün suçlularla karşılaşıyor ve hiçbir pişmanlık ya da utanç duymayan kişilerle aynı hayatı sürmeye zorlanıyorlar. Devlet destekli kurumlar suçun boyutunu küçümsemek için akademik çalışmalar yayınlanıyor, ders kitapları değiştiriliyor, acı gerçeklerden kaçınmak isteniyor." diye konuştu.
Soykırımı inkar etmenin ifade özgürlüğü olmadığını, suçun başka araçlarla devamı olduğunu ifade eden Çolakoviç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugün burada Ankara'da Srebrenitsa kurbanlarını sadece kelimelerle değil aynı zamanda hak ettikleri ahlaki saygıları sunuyoruz. Unutmayalım ki o adamlar ve çocuklar birilerinin oğulları, kardeşleri, babaları, komşularıydı ve onların tek suçu yanlış bir isimle ve yanlış bir zamanda doğmak oldu. Unutmayalım ki Bosna Hersek'te hakikat için verilen mücadele henüz sona ermedi ve bu sadece tarihsel gerçek için değil, aynı zamanda bir ülkenin vicdanı ve geleceği için verilen bir mücadeledir."
Çolakaviç, gerçekle yüzleşmenin reddedildiği zaman geçmişin yaralarının yeniden açıldığını ifade ederek "İnkarın egemen olmasına izin verdiğimiz zaman tarihin tekrarlama riskini doğuruyoruz ama cesaret ve dürüstlükle hafızayı kurduğumuz zaman kalıcı barışa giden tek bir yol açıyoruz." ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Çolakaviç, "Srebrenitsa asla unutulmayacak ve bir daha asla tekrarlanmayacaktır." dedi.
- Srebrenitsa'da ne oldu?
Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.
Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.
Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.