İSTANBUL (AA) - "Küreselleşen Dünyada Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi" temasıyla düzenlenen Uluslararası Aile Forumu'nun ilk günü, "Kurgu ile Gerçek Arasında: Kültür, Sanat ve Medyada Aile" paneliyle tamamlandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ev sahipliğinde "Küreselleşen Dünyada Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi" temasıyla Şişli'de bir otelde düzenlenen ve Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu Uluslararası Aile Forumu'nda, "Kurgu ile Gerçek Arasında: Kültür, Sanat ve Medyada Aile" başlıklı panel düzenlendi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan, günümüz dünyasında ailenin sanat, medya ve kültür aracılığıyla nasıl temsil edildiği konusuna vurgu yaptı.
Özhan, bu temsillerin sosyal platformlar ve sosyal algılar ile gerçek hayat arasındaki etkileşimini ele aldıklarını belirtti.
Yusuf Özhan panelde, sanat ile medyanın aile değerlerini güçlendirmek ve aile sorunlarına bazı çözümler sunmak için nasıl kullanılabileceğinin değerlendirildiğini ifade etti.
Panelde konuşan Sırbistan Kadın Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Kadınların Ekonomik ve Siyasi Olarak Güçlendirilmesinden Sorumlu Bakan Tatjana Macura, kültürel içeriklerin aile yapısına etkisine dikkati çekerek, "Kurgunun aile ilişkilerine dair algımız üzerinde gerçek hayattan daha fazla etki bıraktığı gerçeğini göz ardı edemeyiz." ifadesini kullandı.
Medya ve sanatta kadının yüklerinin çoğunlukla tek başına gösterildiğini belirten Macura, "Ailenin pek çok modern portresinde, özellikle popüler televizyon dizilerinde, kadın aynı anda hem anne, hem geçimini sağlayan, hem psikolog, hem bakıcı, hem ev hanımı, hem de aile içi çatışmalarda arabulucu olarak sunuluyor, geri kalan her şey bir kenara bırakılıyor." değerlendirmesini yaptı.
Macura, aile yapısının medya yoluyla zedelendiğini, bu tür anlatımların aile kurumunu tehdit ettiğini vurguladı.
- "Aile kültürün taşıyıcısıdır"
Kültür ve insan hakları uzmanı ve Family Watch International yöneticisi Omer Dahab F. Muhammed, kültürel değerlerin korunmasının ve çok taraflılık temelinde hareket edilmesinin, uluslararası barış ve iş birliği için hayati önem taşıdığını söyledi.
Muhammed, aile kurumunun kültürel değerlerin nesilden nesle aktarılmasındaki rolüne dikkati çekerek, "Aile, insan toplumlarının kültürünü şekillendirir, korur ve gelecek kuşaklara aktarır. Bu nedenle aile kültürün taşıyıcısıdır." ifadelerini kullandı.
Kültür ile kültürel değerler arasında ayrım yapılması gerektiğini belirten Muhammed, "Kültür değişken ve dönüşebilir bir yapıya sahiptir. Ancak kültürel değerler insan doğasına bağlı olarak değişmeyen, evrensel ve kalıcı unsurlardır." dedi.
Muhammed, medyanın da bugün kültür üzerinde güçlü bir etki oluşturduğunu ifade ederek, kültürel değişimlerin hızla topluma sirayet ettiğini kaydetti.
Birleşmiş Milletlerin (BM) Toplumsal Gelişme ve Kalkınma Bildirgesi'ne dair müzakerelerin sürdüğünü aktaran Muhammed, bu bildirinin uluslararası insan hakları belgeleriyle uyumlu hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Muhammed, "Bu sözleşme, insan hakları temelinde çok taraflılığın sürdürülmesi açısından kritik öneme sahip. Türkiye dahil tüm ülkelerin bu sürece sahip çıkması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Katılımcılara teşekkür eden Muhammed, aile ve kültürel değerlerin korunmasının küresel barış ve toplumsal dayanışma için vazgeçilmez olduğunu sözlerine ekledi.
- "Aile yapısının şekillendirilmesinde kültür, sanat ve medya kritik rol oynuyor"
Endonezya Nüfus ve Aile Kalkınması Bakan Yardımcısı Dr. Ukik Kusuma Kurniawan, aile yapısının şekillendirilmesinde kültür, sanat ve medyanın kritik rol oynadığını dile getirdi.
Kurniawan, Endonezya hükümetinin "Altın Endonezya 2045" vizyonu kapsamında, güçlü ve sağlıklı aile yapısını desteklemek için çok yönlü stratejiler geliştirdiğini ifade etti.
Hükümetin çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi, çocuk sağlığının geliştirilmesi ve yaşlıların yaşam kalitesinin artırılması gibi konulara öncelik verdiğini aktaran Kurniawan, "Kültür ve medya, aile ile ilgili sosyal davranışları şekillendirmede hem geleneksel hem de modern biçimlerde etkili araçlardır." değerlendirmesinde bulundu.
Kurniawan, küreselleşmenin getirdiği yeni değerlerin aile yapısını zorladığını belirterek, dini ve toplumsal liderlerin, aile normlarının korunmasında önemli bir rol üstlendiğini söyledi.
- "Ailenin küçülmesiyle ilgili meselelere sadece bugünün gözüyle bakamayız"
Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Dr. İpek Coşkun Armağan, kuruluş tarafından dijital dünyada çocukları korumak için hazırlanan "Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi" hakkında bilgi verdi.
Bu sözleşmeyi hazırlarken, dünyada hazırlanmış çok fazla sözleşme olduğunu düşündüklerini ancak araştırmaları sonucunda yalnızca Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Beyannamesiyle karşılaştıklarını kaydeden Armağan, bu beyannamedeki maddelerin hiçbirinde dijital dünyayla ilgili bir ifadenin olmadığını söyledi.
Armağan, sözleşmeyi bu nedenle sadece Türkçe değil birçok farklı dilde hazırladıklarını ifade ederek, katılımcıların 13 maddeden oluşan sözleşmeyi, panelin düzenlendiği salondaki ekrana yansıtılan QR kodu okutarak imzalayabileceklerini belirtti.
Türkiye'de 1965 yılından 2010'lu yıllara kadar nüfus planlaması uygulandığını aktaran Armağan, "İçinde olduğumuz doğurganlık sorunlarına ve ailenin küçülmesiyle ilgili meselelere sadece bugünün gözüyle bakamayız. Türkiye için 50 yıllık bir programdan bahsediyoruz." dedi.
Armağan, dijital araçların aileleri nasıl dönüştürdüğüne dair yaptıkları araştırmalarda, aile içi roller ve sorumlulukların yapay zeka, elektronik aletler gibi araçlarla çeşitli platformlara emanet edildiğini, bunun zamanla problemlere yol açtığını anlattı.
- "Çocuklarımızın başında, onlara yol gösteren birileri olmamız lazım"
Çocuk İçin İçerik Derneği Genel Müdürü Kübra Bayraktar, dernek olarak çocuklara yönelik hayata kazandırdıkları girişimleri anlatarak, "Dijital okur yazarlığı çocuklar alanında artırmayı hedefliyoruz. Bu anlamda çocuklara sunulan bütün dijital içerikleri klinik psikologlarımızla analiz etmeye çalışıyoruz. Bunları internet sitemizde ücretsiz olarak herkesle paylaşıyoruz." diye konuştu.
Dijital alanda kötü içeriklere maruz kalan birçok çocuğun ailesinden geri dönüşler aldıklarını aktaran Bayraktar, "Klinik psikologlarımız sahada oldukları için bunu çok iyi deneyimliyorlar. Hepimiz mükemmel anneler olamayız. Böyle bir iddiamız yok ama çocuklarımızın başında, onlara yol gösteren birileri olmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Gündüz kuşağı programlarını izlemek çift duyumunu azaltıyor"
İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Üner Karabıyık ise "Uzaya fırlatarak devreye aldığımız Türksat uyduları bugün göğsümüzü kabartıyor. Lakin o uydular üzerinden yaptığımız yayınlar ise yüzümüzü kızartıyor. Geçtiğimiz günlerde bir Rus sosyolog, Türk dizilerinin kendi ülkelerinde toplumsal yapıya verdiği zararları anlattı ve sosyal medyada bu eleştiriler gündem oldu. Bu kadar kaynak ve emek harcanan yapımların bizi getirdiği nokta bu olmamalı." ifadelerini kullandı.
Vakıflarının 1600 kadınla bir araştırma yaptığını, bu araştırmada gündüz kuşağı programlarının mercek altına alındığını belirten Karabıyık, bu programların aile yapısı ile bireysel tutumlar üzerindeki etkilerinin incelendiğini aktardı.
Karabıyık, şöyle devam etti:
"Bu araştırma sonuçlarına göre gündüz kuşağı programlarını izlemek, evlilik doyumunu ve çift duyumunu azaltıyor. Evliliğe olan muhabbeti zayıflatıyor. Bu programları izleyen kadınlarda otoriter tutumların arttığını görüyoruz. Gündüz kuşağı programlarını izleyen bireylerde sosyal medya kullanım oranının da arttığı tespit edilmiştir. Psikolojik iyi oluş düzeyinin düştüğü, maneviyat seviyesinin azaldığı da tespit edilen diğer hususlar arasında."
Yarın da devam edecek forumda, "Ekranlar Çağında Aile Olmak" ile "Aşırı Nüfus Miti: Küresel Gündem Nüfusun Azalmasında Nasıl Katkıda Bulundu?" başlıklı paneller düzenlenecek.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay'ın konuşmasıyla devam edecek olan forumun kapanış oturumuna, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılması bekleniyor.