Hava Durumu

  • 18:26
  • $35.3196
  • 36.7286
  • BIST100:9.949,01

Alp Sevimlisoy, Vladimir Putin’in Ukrayna’nın Karadeniz’deki tahıl ihracatını sekteye uğratma tehdidinin nükleer kapasiteye sahip bir Türkiye’yi devreye sokma tehlikesine karşı çok ama çok dikkatli olması gerektiğini yazıyor.

Ukrayna’daki savaş devam ederken Oval Ofis, bağımsız ulus devletlerin statülerini güçlendirmeye yardımcı olmalı ve siyasi yönlerini “Atlantikçilik” ile uyumlu hale getirmelidir.

Atlantikçilik, Batı’nın liberal demokrasi ve kişisel özgürlük değerlerini yüceltir ve otoriter yönetimi ve sınırlı özgürlüğü temsil eden “Avrasyacılığa” karşı durur.

Pekin ve Kremlin’in kurallara dayalı küresel uluslararası düzeni yıkma girişimlerini durdurmalıyız.

Bu amaçla hipersonik füzelerin yerleştirilmesi NATO’nun uzun süredir devam eden taktik nükleer politikası uyarınca mevcut stratejik caydırıcılığı tamamlayacaktır.

Halihazırda Amerikan nükleer silahlarına ev sahipliği yapan Türkiye’ye hipersonik füze kabiliyetlerinin verilmesi, Rusya Federasyonu’nun Karadeniz’de kendi hipersonik tesislerini aktif olarak test ettiği bir dönemde hem Türkiye’nin hem de NATO’nun güvenlik hedeflerini güvence altına alacaktır.

Türkiye ayrıca Transatlantik İttifakının gücünün altını çizecek olan Amerikan F-16 ve F-35 savaş uçaklarını da teslim alacaktır.

Türkiye kendi füze savunma birimlerini – yerli Tayfun ve Siper modellerini – geliştirmiştir ancak yenilenmiş F-16’ların ve F-35’lerin gelişi her iki ülkenin de yeni Türk-Amerikan ittifakına verdiği önemin altını çizecektir.

Bu durum, Birleşik Krallık ve Türkiye Cumhuriyeti arasında ortaya çıkan son derece yakın bağlar aracılığıyla Eurofighter’ların teslim edilmesiyle daha da tamamlanmış olacaktır.

ABD, Türkiye’yi hem bölgesinde hem de ötesinde tehditleri kontrol altına alabilecek tek pan-kıta gücü olarak gördüğü için F 16 ve F 35’leri onaylamıştır.

Bu uçaklar, NATO’nun en güçlü silahlı kuvvetlerinden birine sahip olan Türk Ulusunu daha da yüceltmektedir.

ABD vatandaşları, özellikle Ukraynalıların ülkelerini geri almak için yürüttükleri cesur operasyonları gördükçe, hem Amerikan anavatanının hem de müttefiklerinin korunmasını istiyor.

Dolayısıyla Türkiye’nin güvenlik ihtiyaç ve endişelerinin karşılanması hayati önem taşımaktadır zira Türkiye, ABD ve İngiltere ile birlikte Akdeniz, Karadeniz, Orta Doğu, Afrika ve Pasifik’i koruyabilecek gerekli güce sahip tek NATO ortağıdır.

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgedeki en büyük güç haline geldiği açıktır.

TCG Anadolu uçak gemisinin önümüzdeki aylarda hizmete girecek olması, Türkiye-Ukrayna arasındaki yeni ikili ilişkinin güvenliğinin altını daha da çizeceğinden, Rusya şimdi ve sonsuza kadar Türk gücüne boyun eğecektir.

Bu faktörler, ABD-Türkiye Mekanizması aracılığıyla yenilenen askeri ittifak (2022’den bu yana ana hatlarıyla belirtildiği üzere) ve Birleşik Krallık ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki askeri ittifakın yanı sıra EUCOM ve Pentagon’un NATO’nun Doğu ve Güney Kanatlarını koruma arzusuyla birlikte, Türkiye’nin bir pan-kıta gücü olarak ortaya çıkışının altını çizmektedir.

Bu durum, ABD’nin halihazırda ülkede bulunan mevcut taktik nükleer yetenekleri modernize etme taahhüdüyle uyumlu olarak, yakında hipersonik füzelerin cephaneliğine entegre edilmesine doğru ilerleyecektir.

Alp Sevimlisoy, İstanbul merkezli bir Jeopolitik Stratejist, Savunma Politikası Danışmanı ve NATO’nun Akdeniz, Karadeniz ve Orta Doğu’daki rolü konusunda Ulusal Güvenlik Uzmanıdır.

 

Kaynak: Daily Express

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir