Kredi Garanti Fonu (KGF) Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Özegen, KGF'nin müşteri tercihi yapmadığına işaret ederek, "KGF olarak hangi müşteriye kefalet vereceğimizin tercihini biz yapmıyoruz, krediyi de biz vermiyoruz, bankalar veriyor." dedi.

Özegen, İstanbul Finans Merkezinin katkılarıyla hazırlanan Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

KGF'nin son zamanlarda algısıyla olgusunun doğru orantılı şekilde kamuoyunda bilinmediğine işaret eden Özegen, bunun farkında olduklarını ve 1990'lı yıllarda KGF'nin Türkiye'deki KOBİ'lerin, küçük işletmelerin, teminat sorunu çeken işletmelerin istifade edip finansmana ulaşmaları için kurulan bir mekanizma olduğunu söyledi.

Özegen, KGF'nin bir kamu kuruluşu olmadığını belirterek, fonun, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) başta olmak üzere, KOSGEB ve 29 paydaş bankanın ortak olduğu bir yapıdan oluştuğuna dikkati çekti.

KGF'nin bir anonim şirket konumunda bulunduğunu anlatan Özegen, "KGF, kar amacı taşımamaktadır. Ana sözleşmesindeki temel prensip, kullandırdığı kefaletlerin yüzde 70'ini KOBİ ve küçük işletmelere kullandırmak zorundadır." dedi.

- "KGF, bir banka değildir, müşteri tercihi yapmaz"

Özegen, "KGF'ler yerinde kullanılmıyor, nereye gidiyor belli değil." gibi çeşitli eleştirilerin olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"KGF, bir banka değildir, KGF müşteri tercihi yapmaz. KGF olarak hangi müşteriye kefalet vereceğimizin tercihini biz yapmıyoruz, krediyi de biz vermiyoruz, bankalar veriyor. Bankacılık Kanunu'na uygun olarak faaliyet gösteren bütün bankalar, ticari kredilerde hangi kıstas ve ölçütlerle bir müşteriye kredi skorluyorlarsa KGF kefaletine gelen krediler de aynı ölçekte skorlanıyor. Yani 'KGF'de paralar batıyor mu?', 'KGF'yi hükümet istediğine mi veriyor?' Böyle bir şey yok. Müşteri bankaya müracaat ediyor. O anda KGF tanımlı banka müşterisine kredi skorlaması içindeki kredi notuna göre kredi sağlıyor. Firma kefalet koşullarına uygun ise biz de kefalet sağlıyoruz."

- "Zombi şirketlere kefalet verilmiyor"

Özegen, ticari faaliyet gösteren KOBİ'lerin bankaya müracaat ettiklerini dile getirerek, "Zombi dediğimiz batık şirketin, bankanın skorlamasında krediye erişme imkanı yok. Dolayısıyla KGF tarafından, batık şirketlere kefalet verilmiyor. Banka böyle bir müşteriyi zaten sistem olarak bize getirmiyor." diye konuştu.

KGF'nin banka olmadığının altını çizen Özegen, bankaların skorladığı, ticari kredi almaya hakkı olan müşteriye, eğer ilgili KGF paketinin koşullarına uygunsa kefalet verdiklerini söyledi.

Özegen, sadece on binde üç işlem komisyonu aldıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle alacağımız komisyon da sınırlandırılmış durumda. Dolayısıyla kamu kuruluşu olmamamıza rağmen biz, kamu yararına bir hizmeti özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin, teminat yetersizliği çeken bir gayrimenkul veya menkulü olmadan bankanın kendisine kredi vermeyen müteşebbislerin, iş insanlarının imdadına yetişiyoruz."

- "Hazine garantisi bizim öz kaynakta yüzde 4"

2008'de küresel finansal kriz yaşandığını anımsatan Özegen, "O dönemde, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bir protokol yaptı KGF. Bu protokolde Hazine, KGF kefaleti üzerinden kullandırılacak kredilere bir 'kontrgaranti' verdi." dedi.

Küresel piyasalar ABD'de açıklanacak istihdam verilerine odaklandı
Küresel piyasalar ABD'de açıklanacak istihdam verilerine odaklandı
İçeriği Görüntüle

Özegen, KGF kefaletiyle kullandırılan kredilerin ödenmediğinde devlet bütçesinden karşılanmadığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Hazine garantisi bizim öz kaynakta yüzde 4. Yani KGF kefaleti verdiğimiz bir firma, banka tarafından eğer o paranın tamamı ödenmemiş olduğunda biz sadece yüzde 4'ünü tazmin ediyoruz. Dolayısıyla KGF'nin devlet kaynaklarına getirdiği bir yükten söz edilemez. İş dünyası ve küçük KOBİ'lerimiz, üretim ve imalat sanayi için fevkalade kıymetli bir finansal enstrüman haline geldi. KGF o adımla birlikte bu daha da büyüdü. Dolayısıyla 2008 krizini Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifadesiyle, 'teğet' geçmişse o gün verilen KGF kefaletleriyle ulaşılan kredilerin etkisini de görüyoruz."

Daha sonrasında 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin iş dünyasına etkilerine değinen Özegen, şunları kaydetti:

"O zaman, Sayın Cumhurbaşkanı'mız, iş dünyasıyla bir toplantı yaparak bugün en çok eleştirilen, 'yata, kata gitti' diye zaman zaman tabir edilen o 200 milyar liranın üzerinde bir KGF paketi çıkartıldı. O gün hakikaten bu yapılmasaydı Türkiye, düşünün, bankadaki finans yapısının bozulduğu, kredilerin takibe düştüğü, ticaretin tamamen motivasyonsuzluktan düştüğü bir dönemde insanların çek ve senet protestolarının olduğu iş hayatındaki kaosu düşünebiliyor musunuz? Ülke sokakta yaşanan kaos iş dünyasında, ekonomide de yaşanacaktı. Dolayısıyla o günkü KGF'de yine doğru adımlardan."

Özegen, Kovid-19 salgını döneminde Avrupa'daki firmalara hibe sağlandığını anımsatarak, "Bizde o zaman şu eleştiriliyordu. 'Neden biz de firmalarımıza hibe yapmıyoruz?' O zaman hükümet dedi ki 'Hayır, firmalarımıza, özel sektörümüze, onların girişimciliğine güveniyoruz'. Avrupa içine kapandığında kapasite artırımları için KGF kefaletiyle kullandırılan kredilerden dolayı yakın pazarların hepsindeki diğer ülkelerin kaybettiği pazarlara bizim firmalarımız girdi. Dolayısıyla eğer salgın dönemi dahil ülkedeki ekonomi büyümeye devam etmişse alınan bu tedbirlerin ve KGF kefaleti başta olmak üzere iş dünyasına sunulan bu imkanların tesirini inkar etmek, yadsımak herhalde en hafif ifadeyle büyük bir haksızlık olur diye düşünüyorum." değerlendirmelerinde bulundu.

- "KGF ekonomiye etki yaratan önemli bir kurum"

KGF'nin nerelerde kullanıldığına ilişkin tartışmaları hatırlatan Özegen, "Bu konuyu tartışanların hiçbiri ne bir bilimsel veriye ne de bir etki analizine dayanmıyor." dedi.

Özegen, KGF'lerle ilgili yapılan bir akademik çalışmaya dikkati çekerek, "KGF hakikaten dünyada benzeri olmayan ekonomiye etki yaratan önemli bir kurum." ifadesini kullandı.

Özegen, söz konusu çalışmada yer alan tespitlere ilişkin, şunları söyledi:

"Her 1 milyon liralık KGF kefaletiyle krediye erişmiş bir firma ile bunun ikizi olan kefaletten yararlanmamış firmaları karşılaştırmış. Bu ölçeğe bakıldığı zaman veriler gösteriyor ki KGF desteği sağlanan firmalar istihdamlarını ortalama yüzde 17, satışlarını ise yaklaşık yüzde 70 artırıyor. Aynı zamanda bu firmaların kredi temerrüt oranlarında da 0,6 puan düşüş var. KGF kefaletiyle krediye ulaşamayan firmalarda yüzde 45 gibi temerrüde düşme riski, yani artık o firma maalesef bir süre sonra batıyor. Sonuçta bu ülkenin bir değeri, bir firmayı kurmak önemli bir mesele ama onu ayakta tutmak, sürdürülebilir kılmak çok daha kıymetli. Çünkü bunların hepsi bu ülkenin değeri, bu ülkenin sermayesi."

(Bitti)

Kaynak: AA