İSTANBUL (AA) - NURAN ERKUL / EMİRHAN YILMAZ - S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisi için odak noktasının enflasyonla mücadele olmaya devam ettiğini belirterek, 'Bizim tarafımızda, Türkiye'nin mevcut uzun vadeli kredi notu BB- ve görünüm durağan. Şu an için bu seviyenin makul olduğunu düşünüyoruz. Riskler dengeli, mali sonuçların oldukça cesaret verici olduğunu düşünüyorum.' dedi.
Gill, S&P Global Ratings'in basına kapalı gerçekleşen Türkiye Sermaye Piyasaları Konferansı sonrasında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Gill, Türkiye ekonomisinde birçok sektörün odak noktasının enflasyonla mücadelenin sürdürülmesi ve enflasyon hedeflerine ulaşmak olduğunu dile getirdi.
Enflasyonda yavaşlamanın sürdüğünü ancak bu düşüşün hız kaybettiğini söyleyen Gill, enflasyonun yüzde 70'in üzerinde bir seviyeden yüzde 30'lara düşürülerek ilk aşamanın başarıldığını ancak ikinci aşamanın biraz daha zor olabileceğini anlattı.
Gill, para politikasının maliye politikası ve diğer yapısal politikalarla koordine edilmesi gerektiğini ifade ederek, 'Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in deprem dışı harcamaları kısıtlama konusunda oldukça ciddi olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan, KDV tahsilatı çok güçlüydü ve bu nedenle, mali açıdan iyi haberlerin çoğunun gelir tarafında olduğunu düşünüyorum. Harcama tarafında ise bazı kısıtlamalar var ancak gelecek yıl enflasyonu mevcut seviyesine göre yarı yarıya düşürmek için maliye politikası belki de daha da sıkılaştırılmalı.' dedi.
Türkiye'nin uluslararası net rezervlerindeki artışa değinen Gill, 'Net döviz rezervlerinin seviyesini dikkatle takip ediyoruz. 2024'te rezervler çok önemli ölçüde arttı. Cari açık GSYH'nin yaklaşık yüzde 1'ine kadar daraldı. Cari açığın mütevazı kalmaya devam edeceğini ve dolayısıyla net dış finansman ihtiyacının da mütevazı olacağını öngörüyorum.' diye konuştu.
- 'Bir sonraki değerlendirme 2026 baharında olabilir'
Gill, diğer yandan Türkiye'de hane halkının altın ve döviz talebinin güçlü seyretmesi ve tüketimin istenen seviyeden yüksek olması nedeniyle özellikle çekirdek enflasyonun düşmesinin zorlaştığına işaret etti.
Yaz sezonunda yaşanan kuraklığın da gıda fiyatlarına olumsuz etki yaptığını vurgulayan Gill, 'Bizim tarafımızda, Türkiye'nin mevcut uzun vadeli kredi notu BB- ve görünüm durağan. Şu an için bu seviyenin makul olduğunu düşünüyoruz. Riskler dengeli, mali sonuçların oldukça cesaret verici olduğunu düşünüyorum. Ancak, özellikle de hane halkının gelecek yıl nasıl davranacağı, dolar mevduatlarına geri dönüp dönmeyeceği, yurt içinde dolar talebi olup olmayacağı gibi konularda hala bazı cevaplanmamış sorular olduğunu düşünüyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
Gill, 2026 takvimini henüz yayınlamadıklarını belirterek, Türkiye için bir sonraki not değerlendirmesinin 2026'nın bahar döneminde gerçekleşebileceğini ifade etti.
Bu zamana kadar 2025 yılı mali sonuçlarının da netleşeceğini, net rezerv pozisyonu dahil daha fazla faktör hakkında veriye sahip olacaklarını söyleyen Gill, şöyle devam etti:
'Bakan Şimşek'e bugün konferanstaki mükemmel sunumu sırasında sorulan sorulardan biri, bankaları etkileyen ve halen yürürlükte olan birçok kontrolün azaltılmasına yönelik herhangi bir plan olup olmadığıydı. Hem TL kredileri hem de döviz kredileri için kredi büyümesine aylık tavanlar ve bilançolarındaki döviz mevduat payına getirilen sınırlamalar gibi. Bankacılık sisteminin hayatını zorlaştıran ve net faiz marjlarına ve karlılıklarına aşağı yönlü baskı yapan birçok başka düzenleme daha var ve bize göre, Türkiye'de bankalar çok iyi yönetiliyor. Muhtemelen ekonominin güçlü yanlarından biri.
Ancak bu durum, bilançolarını yönetme biçimlerini karmaşıklaştırabiliyor. Sanırım Bakan'ın önerdiği şey, bu kontrollerin bazılarını aşamalı olarak kaldırmayı düşünmeleriydi. Ancak sorun şu ki, faiz oranı tek başına enflasyonu gerçekten kontrol altına almaya yetmiyor, faiz üzerinden parasal aktarım kanalı oldukça zayıf. Ekonomideki likidite miktarını etkilemek için, dolarizasyon oranına, bankalardaki diğer önlemlere bakmak gerekiyor. Yine farklı para türlerinin büyümesine bir sınır koymaya çalışıyorlar, böylece enflasyon hedeflerine ulaşabilecekler.'
- 'Gelecek yıl için yüzde 20 civarında bir ortalama enflasyon bekliyoruz'
Frank Gill, Türkiye'de yıllık enflasyonun hali hazırda yüzde 30 civarında olduğunu ve tahminlerinin bu yıl sonu için yüzde 28 olduğunu dile getirdi.
Şu ana kadar çekirdek enflasyonun kalıcılığına ve gıda enflasyonuna yönelik risklerin oldukça iyi kontrol altına alındığını ancak risklerin sürdüğünü söyleyen Gill, 'Merkez Bankası'nın 2026 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 16. Bizim gelecek yıl için ortalama enflasyon tahminimiz yüzde 20 seviyesinde.' dedi.
- 'Asıl mesele enflasyonu tek haneli seviyelere düşürmek'
Gill, Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye dönme sürecinde enflasyonun tek haneye düşürülmesinin belirleyici rol oynayacağını kaydetti.
Türk şirketlerinin, hanelerinin, işletmelerinin tasarruflarını TL olarak tutma konusunda ikna etmenin önemine işaret eden Gill, bunun yerel para piyasalarını derinleştirmeye yardımcı olacağını ve nihayetinde ekonomiye fayda sağlayacağını belirtti.
Gill, 'Çok yüksek enflasyon ekonomik kararları çarpıtma eğilimindedir. İnsanlar kısa vadede uzun vadeli yatırım yapmadıklarını düşünüyorlar. Ayrıca sermaye girişlerinin kalitesine de bakıyoruz, yani dünyanın geri kalanından gelen sermaye girişlerinin çoğu kısa vadeli oldu. Bunlar gecelik takas piyasasına portföy girişleriydi. Net doğrudan yabancı yatırımları belki GSYH'nin yüzde 0,4 puanına karşılık geliyor ki bu oran, Türkiye gibi bir ekonomi için düşük. Konum olarak, Türkiye, Asya ve Avrupa'yı bağlıyor, muazzam bir potansiyeli var.' değerlendirmesinde bulundu.




