VAN (AA) - Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürü Kadir Çokçetin, "1970'li yıllardan sonra uzun süre görüntülenemeyen Anadolu parsı, son yıllarda fotokapanlar sayesinde yeniden görüntülenmiştir. Bu gelişme, türün tamamen yok olmadığını ve belirli bölgelerde yaşamını sürdürdüğünü göstermiştir." dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığının desteğiyle DKMP Genel Müdürlüğü ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) tarafından Evliya Çelebi Uygulama Oteli Konferans Salonu'nda düzenlenen "3. Ulusal Yaban Hayvanları Kongresi" başladı.
Yaban hayatıyla ilgili araştırma ve koruma stratejileri hakkında bilgi verilen kongrede, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın videolu mesajı izlendi.
Programda konuşan DKMP Genel Müdürü Kadir Çokçetin, Türkiye'nin biyoçeşitlilik konusunda dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu söyledi.
Ülkede yaklaşık 12 bin bitki türünün olduğunu belirten Çokçetin, "Avrupa'da yaklaşık 15 bin bitki türü bulunuyor. Bu da ülkemizin neredeyse tek başına bir Avrupa kıtasıyla eşdeğer düzeyde biyoçeşitliliğe sahip olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, dünyada 8 Bitki Gen Merkezi bulunmakta ve bu merkezlerin üçünün kesiştiği tek ülke Türkiye'dir. Bu özelliğiyle ülkemiz, biyoçeşitlilik açısından adeta bir kıta niteliği taşımakta ve aynı zamanda dünya kuş göç yolları açısından da stratejik bir konumda yer almaktadır." dedi.
Biyoçeşitliliğin korunması için yürütülen çalışmalara değinen Çokçetin, şunları kaydetti:
"DKMP olarak bu konuda ne yapıyoruz? Bu alanda önemli bir proje olan Ulusal Biyoçeşitlilik Veri Tabanı oluşturuldu. Proje kapsamında 12 bin 141 flora ve 1263 fauna türü olmak üzere toplam 13 bin 404 takson tespit edilmiştir. Damarlı bitkiler, memeliler, kuşlar, iç su balıkları, sürüngenler gibi gruplarda hem literatür taramaları hem de arazi çalışmaları yapılmıştır. Elde edilen tüm veriler Nuh'un Gemisi adlı veri tabanına kaydedilmiştir. Çalışmalar sonucunda Türkiye'nin biyoçeşitlilik haritası ortaya çıkarıldı. Bu kapsamda elde edilen 1 milyon 900 binin üzerindeki veri, veri tabanımızda kayıtlı durumda."
Son yıllarda yaban hayatının öneminin daha da belirgin hale geldiğine vurgu yapan Çokçetin, "Özellikle pandemi süreciyle doğa ve insanın iç içe ve barışık yaşamasının ne denli gerekli olduğu daha iyi anlaşılmış. Yapılan araştırmalar, birçok türün ekosistemler açısından kilit faktör olduğunu ortaya koymuştur." diye konuştu.
- Anadolu parsının yaşadığı alanlar koruma altına alındı
Anadolu parsının tespit edilmesi için yürütülen çalışmaları hatırlatan Çokçetin, şöyle devam etti:
"1970'li yıllardan sonra uzun süre görüntülenemeyen Anadolu parsı, son yıllarda fotokapanlar sayesinde yeniden görüntülenmiştir. Bu gelişme, türün tamamen yok olmadığını ve belirli bölgelerde yaşamını sürdürdüğünü göstermiştir. Bu bölgeler, koruma altına alınmış olup güvenlik gerekçesiyle yerleri kamuoyuyla paylaşılmamaktadır. Şu an birkaç lokasyonda varlığını tespit ettiğimiz Anadolu parsını takip ediyor, bu türün çoğalması ve gelecek nesillere aktarılması için bilimsel çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle türün çoğaltılmasına yönelik bilim insanlarıyla iş birliği içerisindeyiz."
Anadolu'nun yaban hayatı bakımından önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Van YYÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Görmez ise "Ağrı Dağı eteklerinde dolaşan boz ayılar, gökyüzünde süzülen kartallar, Van Gölü'nde yaşayan inci kefali ve diğer birçok canlı türü, bu toprakların bize emanetidir. İklim değişikliği, kaçak avcılık ve canlıların yaşam alanlarının daralması gibi birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunların üstesinden gelmek de bizim elimizdedir." ifadelerini kullandı.
Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan da "2015'te ilk kongremizi düzenlediğimizde sonuç bildirgesi olarak 5 maddenin tamamı hayata geçti. 2022'de düzenlediğimiz ikinci kongrenin sonuç bildirgesinin 9 maddesi uygulandı. Bundan sonra doğaya, yaban hayvanlarına daha fazla çalışacağız. Kongre öncesi 18 üniversitemizin tamamıyla görüştük. Üniversitelerimizin, kurumlarımızın, belediyelerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ve ilgisi bizi mutlu etti." şeklinde konuştu.
Yaban hayvanlarının popülasyonu konusunda coğrafyanın zengin olduğuna dikkati çeken DKMP 14. Bölge Müdürü Melikunnas Özkaya, "Ülkemizde bulunan 12 bin 141 bitki türünün 4 bin 850'si ve 3 bin 148 endemik türün 465'i bölgemizde bulunuyor. 132 memeli türün 31'i ve 457 kuş türünün 293'ü bölgemizin sulak alanlarında yaşamakta. Bu anlamda kongrenin burada düzenlenmesi tesadüf değil." şeklinde konuştu.
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, kongrenin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Konuşmaların ardından tedavileri tamamlanan bazı kuşlar, otelin bahçesinde doğaya salındı.
