İSTANBUL (AA) - Yazar Beşir Ayvazoğlu'na İstanbul Üniversitesi (İÜ) tarafından "fahri doktora" ünvanı verildi.
İÜ rektörlük binasında gerçekleştirilen törende konuşan İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Kadıoğlu, Beşir Ayvazoğlu'nun yarım asra yaklaşan yazarlık hayatında önemli eserlere imza attığını söyledi.
Ayvazoğlu'nun farklı alanlarda ürünler verdiğine dikkati çeken Kadıoğlu, "Beşir Ayvazoğlu, kültür dünyamıza önemli eserler kazandırmıştır. Gelenek ve modernleşme zemininde ortaya koyduğu çalışmalar ve önemli isimler etrafında kaleme aldığı biyografiler kültür hayatımızda oldukça değerli bir boşluğu doldurmuştur. Ayvazoğlu'nun yazdıkları, üzerinde az şey bilinen pek çok konu ve ismi gün yüzüne çıkarmıştır. O, üniversite dışında, tıpkı üniversitede hizmet veren bir akademisyen titizliğiyle çalışmıştır ve kaynak niteliğinde eserler ortaya koymuştur." dedi.
Kadıoğlu, usta yazarın yaptığı çalışmaları titizlikle yürüttüğünün altını çizerek, şunları kaydetti:
"Beşir Ayvazoğlu'nun sanatçılığından gelen seziş gücünü ve imkanlarını kullanması, bu ürünleri birer sanat eserine yaklaştırmaktadır. O, bu eserlerle okuyucunun hayal gücünü harekete geçirmekte ve onların metne katılımını sağlamaktadır. Beşir Ayvazoğlu'na, yaptığı çalışmalara ithafen, bir vefa ve şükran nişanesi olarak sanat ve edebiyat alanında 'fahri doktora' ünvanı verilmesi, Türkiye'de yüksek öğrenimin, bilim ve araştırmanın öncüsü İÜ Senatosu tarafından uygun görülmüştür."
- "Beşir Ayvazoğlu, kültürel hafızamızın inşasında incelikli çalışmalarıyla önemli katkılar sunmuştur"
İÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar da Türkiye'nin en köklü kurumlarından birinin İÜ olduğunu vurgulayarak, "Üniversite olarak 'Türkiye Yüzyılı'na katkı sunmak en önemli hedeflerimizden birisidir. Milli ve evrensel duyarlılıkla akademi ile kamuoyunu yaklaştıracak sosyal sorumluluk projelerini çok önemsiyor ve bunları üretmek için de büyük çaba gösteriyoruz. Güvenli, sağlıklı ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlamak öncelikli amaçlarımızın başında geliyor." ifadelerini kullandı.
İÜ'nün, akademi ve kamu adına eserler veren isimleri onurlandırma çalışmaları yaptığının altını çizen Zülfikar, "1952'den bugünü kadar pek çok isme 'fahri doktora' ünvanı verdik. Son olarak, 2021 yılında merhum şair ve fikir adamı Sezai Karakoç'a bu ünvanı takdim etmiştik. İÜ şimdiye kadar edebiyat alanında 21 saygın isme bu ünvanı layık görmüştür. Bugün de Türk dili, edebiyatı ve Türk kültürünün gelişimine önemli katkılar sunan Beşir Ayvazoğlu'nu burada ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz." diye konuştu.
Zülfikar, Ayvazoğlu'nun çalışmalarındaki disiplinin takdire şayan olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Beşir Ayvazoğlu'nun bir arkeolog gibi edebi kazılar gerçekleştirerek Türk edebiyatının önemli şahsiyetleriyle ilgili hazırladığı biyografilerle bilinmeyen meseleleri gün yüzüne çıkarması ve kültür tarihimize sunduğu katkılar çok önemlidir. Kullandığı canlı Türkçe, akademik titizlikle birleşmiş, eserleri sadece akademiye değil toplumun her kesimine hitap eden değerli kaynaklara dönüşmüştür. Beşir Ayvazoğlu, kültürel hafızamızın inşasında incelikli çalışmalarıyla önemli katkılar sunmuştur. Bu vesileyle başarılarının devamını diliyor, kendisine bu ödülü verecek olmaktan dolayı memnuniyetimi dile getirmek istiyorum."
- "Türk sanatlarıyla, Yahya Kemal ve Tanpınar sayesinde buluştum"
Beşir Ayvazoğlu ise takdim edilen fahri doktorayı bir "şeref payesi" olarak gördüğünü söyledi.
İÜ Edebiyat Fakültesi tarafından fahri doktora teklifi gelmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Ayvazoğlu, "Ömrünü edebiyata adamış bir yazı emekçisi olarak samimi şükranlarımı arz ediyorum. Kendimi bildim bileli edebiyatla meşgulüm. Şiirden denemeye, hikayeden romana edebiyatın hemen hemen bütün türleriyle ilgilendim. Zaman içinde edebiyat benim için bir iştigal alanı olmanın ötesine geçti. Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerini ilk gençliğimde okudum ve büyük bir aydınlanma yaşadım. Türk kültürünün meseleleri ve Türk sanatlarıyla, Yahya Kemal ve Tanpınar sayesinde buluşmuş oldum." dedi.
Ayvazoğlu, ilerleyen zamanlarda Türk kültürünün tezahürü olan sanatların arkasında nasıl bir estetik anlayış ve dünya görüşünün olduğu üzerine düşünmeye başladığını kaydederek, şunları dile getirdi:
"Önce 'Aşk Estetiği'ni kaleme aldım. Bu kitabın farklı kesimlerden gördüğü ilgi beni hala şaşırtmaktadır. Gazetecilikle uğraştığım zamanlarda ise kültür sanat sayfalarını yönettim ve farklı sanat dallarıyla daha yakından ilgilenme fırsatına eriştim. 'Yahya Kemal-Eve Dönen Adam' çalışmamı ise Yahya Kemal'e olan borcumu ödemek için kaleme aldım. Yazdığım ilk kapsamlı biyografi ise Peyami Safa'yla ilgilidir. Şeyh Galip'le tanışmamın sonucu 'Kuğunun Son Şarkısı' biyografisi ortaya çıktı. Bunları Asaf Halet Çelebi ve Mehmet Akif biyografileri izledi. Bununla birlikte en kapsamlı biyografi çalışmamı Tevfik Fikret'le ilgili kaleme aldım."
Yazdığı biyografik çalışmaların akademik dilde üretilen metinlerden birtakım farkları olduğunun altını çizen Ayvazoğlu, şöyle devam etti:
"Biyografisini yazdığım kişiyi, yaşadığı devrin şartları içinde kavrayıp, yakın çevresiyle birlikte aşklarını, kavgalarını ya da alışkanlıkları ihmal etmeden anlatmaya çalıştım. Resim ve musikiyle yakından ilgilenmem ve bu alandaki kültür birikimim, bu eserleri yazarken beni fazlasıyla beslemiştir. Çünkü bu insanların pek çoğu bu sanatlarla ilgilenmişlerdir. Bütün bu eserleri yazarken bir edebi ekosistem ortaya koymuş olduğumu fark ettim. İstanbul üniversitesine, yazdığım eserlerin kültür ve edebiyat dünyamızı katkı sağladığını düşünerek verdiği bu ödülden dolayı teşekkür ediyorum."
Konuşmaların ardından, Ayvazoğlu'na "Fahri Doktora Diploması" ve "İstanbul Üniversitesi Rozeti" takdim edildi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkan Vekili ve yazar Prof. Dr. İskender Pala, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, sanatçılar Prof. Dr. Uğur Derman, Prof. Dr. Çiçek Derman ve Ayvazoğlu'nun eşi Handan Ayvazoğlu ile çok sayıda konuğun hazır bulunduğu tören, hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından sona erdi.
- Beşir Ayvazoğlu hakkında
Asıl ismi "Beşir Ayvaz" olan usta yazar, 1953'te Sivas'ın Zara ilçesinde doğdu.
Bursa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nden 1975'te mezun olan Ayvazoğlu, uzun yıllar öğretmenlik yaptı, çeşitli okullarda görev aldı.
Ayvazoğlu, bir dönem TRT'de uzman olarak çalıştı, bir dönem de Kültür Bakanı danışmanlığı yaptı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyesi olarak 2001-2005'te görev alan yazar, Türk Edebiyatı dergisinde genel yayın yönetmenliği görevini üstlendi.
Ayvazoğlu'nun deneme ve makaleleri Dergah, Kubbealtı Akademi, Hareket, Hisar, İzlenim, Türk Edebiyatı, Türkiye Günlüğü ve Yeni Türkiye adlı dergilerde yayınlandı.
Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul Şehir Tiyatroları Repertuvar Kurulu, TDV İslam Ansiklopedisi Türk Dili ve Edebiyatı Danışma ve Redaksiyon Kurulu üyeliklerinde bulunan Ayvazoğlu, 1982'de yayımlanan "Aşk Estetiği" adlı ilk eseriyle Türkiye Yazarlar Birliğinin fikir dalında "Yılın Yazarı Ödülü"ne, 1986'da "Muradiye Ölüm ve Gül" adlı belgesel metniyle Türkiye Milli Kültür Vakfı tarafından "Hizmet Ödülü"ne, 1998'de "Yahya Kemal-Eve Dönen Adam" adlı eseriyle "Avrasya-Bir Vakfı Ödülü"ne, 1992'de "Güller Kitabı" adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği inceleme dalında "Yılın Yazarı Ödülü"ne, 1999'da Kombassan Vakfı tarafından verilen "Mevlana Edebiyat Büyük Ödülü"ne, 2013'te "Ateş Denizi" adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği tarafından roman dalında "Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü"ne layık görüldü.