Hava Durumu

  • 23:20
  • $34.2915
  • 37.1846
  • BIST100:8.793,61

Geçtiğimiz ay, dünya, Speaker Pelosi’nin uçuş rotasını izlerken, gerek uçuş takip uygulamalarıyla gerekse CNN’deki dakika dakika yayınlar ya da Washington’daki politika uzmanlarının koridorlardaki analizleriyle, bir şey netti: Amerikan ve dolayısıyla NATO’nun kolektif gücü, diplomatik “denge”yi önceliklendiren Dışişleri Bakanlığı’nın sistematik işlevlerinden ziyade, uluslararası güvenliğe olan bireysel taahhütleri temsil eden Speaker’ın ofisiyle empoze ediliyordu.

Bu süreçte, Çin Komünist Partisi’nin, yani Xi Jinping’in doğrudan talimatlarıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelen Taipei’nin güvenliğine yönelik tehditler, Çin’in sadece bir rakip değil, artık kolektif bir düşman olarak konumlandığını net bir şekilde gösterdi.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin yetenekleri, yürütme organına tam yetki verilmesini sağlayan bir yönetim sistemiyle doğrudan ilişkili olup, Çin’in hipersonik füzelerle, sınırlarımızın yakınında bir konuşlanmaya bile ihtiyaç duymadan, yaşam alanlarımıza ve posta kodlarımıza ulaşabilme kabiliyetine sahip olduğu bir tehdit oluşturuyor. Çin, yerel silahlanma mekanizmalarını baypas ederek (meclis gibi denetleyici bir kurumun olmaması sayesinde), düşmanlarımıza silah sağlayabiliyor. Biz ise NATO müttefiklerine, örneğin Türkiye Cumhuriyeti’ne, F-35’ler, Patriot hava savunma sistemleri ve hipersonik füze yerleşimi sağlamak için özel çıkar gruplarına ve lobilerin merhametine kalıyoruz. Bu durum, hem ABD’de hem de NATO ülkelerinde yürütme organına daha fazla yetki verilmesi gerektiğini gösteriyor, böylece Başkan Putin ve modern bir Korkunç İvan gibi hareket eden Xi Jinping’in yönetimine karşı ulusal güvenlik hedeflerimizi azami düzeyde gerçekleştirebiliriz.

Yürütme organlarına askeri konuşlanma ve stratejik teçhizat sağlama konusunda daha fazla doğrudan yetki veren bir yönetim sistemi, I. Dünya Savaşı öncesindeki durumları ve Soğuk Savaş öncesindeki gelişmeleri andıran bu küresel dönemde elzemdir. Özellikle ABD ve Türkiye gibi NATO ülkelerinde başkanlık sistemiyle çalışan ülkelerde, iç istikrarı sağlamak için de güçlü yapılar kurulmalıdır. Sovyetler Birliği’ne karşı Batı’da güvenliğimizi onlarca yıl sağlayan başarılı bir yapı, “Stay-Behind” olarak bilinen GLADIO idi. Bu yapı, bir Komintern işgali veya yerel altüst olma kampanyası durumunda devletin sürekliliğini sağlamanın yanı sıra, Sovyet ajanlarının Batı hükümetlerine sızmasını engellemek için yerel anti-NATO yasa dışı örgütlerle günlük olarak mücadele eden askeri-sivil yapılardan oluşuyordu. Son dönemde Çin’in ABD Hazine Bakanlığı’na ajan sızdırdığı ve Rus ajanlarının Amerikan siyasi sistemini çökertmeye yönelik eylemlerinden yargılandığı göz önünde bulundurulduğunda, iç “Stay-Behind” yapılarının, Çin ve Rusya’nın demokrasimizi zayıflatma girişimlerine karşı kritik öneme sahip olduğu ortaya çıkıyor.

Bu bağlamda, Birleşik Krallık ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından başarılı bir şekilde uygulanan iki önemli organizasyon bulunmaktadır: Birleşik Krallık’ta “Force Research Unit” (F.R.U.) ve Türkiye’de “Kontrgerilla.” F.R.U., Sovyetler tarafından desteklenen yasadışı ayrılıkçı gruplara karşı hem iç hem de dış güvenliği sağlamak için büyük başarılar elde etti. Türkiye’de ise Kontrgerilla, 1970’ler ve 80’lerde çeşitli yasa dışı Stalinist, Marksist ve Leninist grupları etkisiz hale getirerek NATO üyesi olan Türkiye’nin iç istikrarını sağladı ve Sovyet desteğini keserek, İstanbul’dan Washington’a kadar uzanan bir güvenlik zinciri oluşturdu.

Amerikan halkı, siyasi sistemdeki hoşnutsuzluğu “Forward Party” gibi yeni oluşumlarla ifade etse de, bu partilerin etkisiz olduğu açıktır. Ancak, seçilen liderlerin ulusal güvenliği koruma yetkisiyle donatılmamış olmaları, rakiplerimizin uluslararası düzeni bozma çabalarına karşı koyamamamız anlamına gelir. Yürütme organına, büyük güç rekabeti çağında, liderlik eden kişilerin daha güçlü bir yönetim aygıtıyla donatılması gerektiği açıktır. Aksi takdirde, Batı’nın yaşam biçimi, Çin’in hipersonik füze tehditlerine karşı savunmasız kalabilir.

Kaynak: Global Security Review

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir