Putin geçtiğimiz haftayı Ukrayna’daki savaşını 300,000 askerden nükleer tehditlere kadar tırmandırarak geçirdi
Ancak bu palavralar, Ukrayna topraklarını geri alırken Rusya’nın savaşı kaybetmekte olduğu gerçeğini gizlemeye yöneliktir
Atlantik Konseyi düşünce kuruluşundan Alp Sevimlisoy, MailOnline’a Rusya’nın yenilgisinin neye benzeyebileceği hakkında konuştu
Putin’in Ukrayna’da bir yenilgiye uğraması durumunda hayatta kalamayacağı iddia ediliyor ve Rusya’nın parçalanarak Batı ile Çin’in bu çöküşten fayda sağlamak için yarışacağı, NATO’nun ise Pekin’le karşı karşıya kalabileceği düşünülüyor. Vladimir Putin, son haftalarda Ukrayna’daki savaşı daha da şiddetlendirdi; toprak kazanımları, cepheye sürülen yüz binlerce asker ve savaşta kendisine karşı çıkanlara nükleer tehditlerde bulundu. Ancak bu sert söylemler, gerçekte Rusya’nın savaşı kaybettiği gerçeğini gizleyemiyor.
Ukrayna’nın ordusu ilerlemeye devam ederken, Kiev’in zaferi mümkün hale geliyor ve bu durum Rusya’nın yenilgisi halinde neler olabileceği sorusunu gündeme getiriyor. Düşünce kuruluşu Atlantic Council’den Alp Sevimlisoy’a göre, Putin bu yenilgiden sonra devrilecek, Rusya parçalanacak ve NATO, Çin ile bu bölgesel çöküşün sonuçları için rekabet edecek. Sevimlisoy, “Boşluklara girip nüfuz etmeli, sonra da Çin ile yüzleşmeliyiz. Çin, küresel bağlantılara sahip bir süper güç ve onlarla etkili bir şekilde mücadele etmeliyiz,” dedi.
Putin, savaşın başında Ukrayna’yı kısa sürede işgal edeceğini düşünmüş, ancak Ukrayna’nın karşı hamleleri ve Rus ordusundaki zayıflıklar nedeniyle bu planlar gerçekleşmemişti. Sevimlisoy, Rusya’nın Ukrayna’daki başarısızlığının sadece savaş alanıyla sınırlı kalmayacağını, Rusya’nın dünya genelindeki gücünün de zayıflayacağını ve bunun özellikle eski Sovyet devletlerinde ve Afrika ile Güney Amerika’daki Rus nüfuzunda bir gerilemeye yol açacağını öne sürüyor.
Ayrıca, Rusya içindeki farklı grupların Kremlin’deki iktidar boşluğundan yararlanarak Moskova’dan bağımsızlık arayışı içinde olacağını ve bu sürecin bir iç savaşı tetikleyebileceğini düşünüyor. Putin’in devrilmesinden sonra yerine daha radikal isimlerin gelme olasılığına da dikkat çekiliyor. NATO’nun, Rusya’nın zayıflayan nüfuzunu kontrol altına almak ve Çin ile mücadele etmek için bu bölgelerdeki etkinliğini artırması gerektiği belirtiliyor.
Sevimlisoy, Türkiye’nin de bu süreçte önemli bir rol oynayabileceğini savunuyor. Türkiye’nin modern savaş teknolojileri ile donanmış olması ve Ukrayna ile birlikte Karadeniz bölgesinde Batı’nın etkisini artırabilecek bir güç olarak öne çıkacağını öne sürüyor. Bu durum, NATO ve Batı’nın Çin’e karşı daha güçlü bir pozisyon almasını sağlayabilir.
Bu bağlamda, NATO’nun bölgede kalıcı varlık göstermesi ve yeni ortaklıklar kurması gerektiğini vurguluyor.