Hava Durumu

  • 11:09
  • $34.5781
  • 36.1038
  • BIST100:9.549,89

Rusya’nın, Kuzey ve Batı Afrika’nın çatışmalarla harap olmuş bölgelerinde nüfuzunu arttırmak ve Batılı rakiplerini geride bırakmak için Akdeniz’deki en yeni merkezine daha fazla kaynak aktardığı bildiriliyor.

Bağımsız Rus sitesi Verstka, All Eyes on Wagner projesi ve ABD tarafından finanse edilen medya kuruluşu Radio Free Europe/Radio Liberty, son haftalarda en az 1,800 Rus askeri ve paralı askerinin Libya’ya konuşlandırıldığını ve görünüşe göre yıllardır hazırlanmakta olan bir projenin genişletildiğini bildirdi.

Gelişmekte olan Rus karakolu, halihazırda sürekli göç akınlarına karşı savunmasız olduğu kanıtlanan “Avrupa’nın yumuşak karnı” için bir tehdit oluşturabilir. Moskova’nın etkisi, Libya kıyı şeridi boyunca daimi deniz tesislerinin kullanımını güvence altına alabilirse keskinleşebilir. Kremlin’in, halihazırda Afrika’daki güç projeksiyonu için önemli bir merkez olarak hizmet veren Tobruk limanına göz diktiği bildiriliyor.

Atlantik Konseyi’nin milenyum üyesi ve bölgesel jeopolitik analist Alp Sevimlisoy Newsweek’e verdiği demeçte NATO’nun Kuzey Amerika-Avrupa işbirliğinin merkezinde yer alan ideolojiye atıfta bulunarak “Akdeniz ‘Atlantikçiliğin’ savunulmasında en önemli sınırdır” dedi.

“Rusya, bu limanı kurma niyetinden ya da gerçekten bunu yapabilecek operasyonel kabiliyete sahip olup olmayacağından bağımsız olarak, Libya’ya giderek daha fazla kaynak aktarıyor.”

Moskova, 2011 yılında Muammer Kaddafi’nin NATO’nun kolaylaştırıcılığında devrilmesinden bu yana Libya’da nüfuzunu arttırıyor ve ardından ülke savaşan çeşitli gruplara bölündü. Yaklaşık 7 milyon nüfuslu Kuzey Afrika ülkesi şu anda büyük ölçüde doğuda Usame Hamada liderliğindeki Ulusal İstikrar Hükümeti ile batıda Abdul Hamid Dbeibeh liderliğindeki Birleşmiş Milletler destekli Ulusal Birlik Hükümeti arasında bölünmüş durumda.

İlk hükümet, Libya’nın doğusunun tamamına etkin bir şekilde hakim olan Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu tarafından destekleniyor. Son yıllarda Hafter Kremlin’e yakınlaştı. 80 yaşındaki Hafter ilk kez 2023 yılında Moskova’yı ziyaret ederek Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.

Eski lider Yevgeny Prigozhin’in başarısız darbesinin ardından şimdi tamamen Kremlin’in kontrolü altına girme sürecinde olan Wagner Grubu, 2019’dan beri Hafter güçlerini desteklemek için Libya’da faaliyet gösteriyor. Rus istihbaratının deneyimli ismi Andrey Averyanov’un yeni liderliğinde Wagner -şimdi Afrika Kolordusu olarak yeniden adlandırıldı- Libya’daki faaliyetlerini artırıyor.

İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House’un Orta Doğu ve Kuzey Afrika programında kıdemli araştırma görevlisi olan Tim Eaton, “Hafter’le resmi temaslardaki bu artış çok dikkat çekiciydi” dedi.

Newsweek’e konuşan Eaton, “Wagner -ve şimdi de Africa Corps- etrafındaki meseleleri takip eden insanların varsayımına göre, Rus desteği için daha paralı asker temelli bir ödeme düzenlemesi olan şey, Hafter yönetimindeki doğu Libya güçleri ile Rus hükümeti arasında daha kurumsal ve daha resmi bir angajman haline geliyor” dedi.

Libya Moskova’ya hem Akdeniz’de bir dayanak noktası hem de istikrarsız Sahel ülkelerinin oluşturduğu “Darbe Kuşağı” olarak adlandırılan ve son siyasi çalkantılarda hükümetlerin Fransız ve Amerikan etkisini bertaraf etmek için Rusya’ya yöneldiği bölgeye bir giriş yolu sunuyor.

Eaton, “Afrika’nın diğer bölgelerine ve özellikle de Sahel’e potansiyel erişim açısından Libya’nın onlara verdiği şey bu” dedi. “Libya bu çıkarlar için bir kara köprüsü sağlıyor gibi görünüyor.”

Akdeniz Cephesi
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, Moskova’nın ABD ile dünya çapındaki mücadelesini renklendirdi. Akdeniz ve Kuzey Afrika’da Libya, Batılı müttefikler için zayıf bir noktayı temsil ediyor gibi görünüyor.

Eaton, “Amerikalıların Akdeniz’de bir Rus üssü kurulmasından korktukları açık,” diyor. “Elbette Suriye’de zaten önemli bir Rus varlığı var. Nitekim en son silah akını Suriye üzerinden geldi.”

Sevimlisoy NATO’nun gelişen meydan okumayı kararlı adımlarla hızla karşılaması gerektiğini söyledi. “Akdeniz’i tüm amaç ve hedefler doğrultusunda yönetecek bağımsız bir NATO askeri komutanlığı olacak bir MEDCOM’un kurulması için acilen harekete geçmeliyiz” dedi.

Sevimlisoy sözlerine şunları da ekledi: “Sahaya botlar göndermeye başlamalıyız ve bunu bir NATO çabası haline getirmeliyiz.” Sevimlisoy ayrıca Akdeniz bölgesinde nükleer silah paylaşımının, bu silahlara ev sahipliği yapan İtalya ve Türkiye’nin ötesine ve daha uzağa genişletilmesini önerdi.

Sevimlisoy, “Eğer Rusya’ya Akdeniz’de karşı koymak istiyorsanız, bunu hem Akdeniz’de karşı koyarak hem de Baltıklarda karşı koyarak yaparsınız ki zaten bu cephede meşgul olsunlar” dedi.

Sevimlisoy nükleer genişlemenin, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırısının ardından ABD’nin geçici olarak yaptığı gibi, ABD’nin Ohio sınıfı denizaltılarının Akdeniz’e konuşlandırılmasını ve hatta mevcut olduğunda hipersonik teknolojinin kullanılmasını içerebileceğini de sözlerine ekledi.

Sevimlisoy, “Sonunda, taktik nükleer gücü hipersonik füzelere yerleştirebileceğiz ve o noktada, Soğuk Savaş’ın başlangıcından bu yana görülmemiş bir nükleer caydırıcılık seviyesini yeniden canlandırmış olacağız” dedi.

Sevimlisoy ayrıca NATO’nun, Sovyetlerin ilerlemesi durumunda Soğuk Savaş sırasında uygulamaya konulanlara benzer şekilde, Avrupa çapında yeni “geride kalma” örgütleri kurmayı düşünmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Sevimlisoy Akdeniz’de daha güçlü bir NATO varlığının sadece Moskova’yı değil Pekin’i de caydırmak için gerekli olduğunu belirtti.

“Birkaç yıl önce Akdeniz’den geçen Çin savaş gemilerimiz vardı,” dedi. “Bugün de geçiyorlar. Yarın bunlar doğrudan çatışma hatları olacak.”

 

Kaynak: Newsweek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir